Oku ama epistemolojik...
Bölüm 8
Algılamanın farklı kanalları vardır...
Görsel...
İşitsel...
Dokunsal...
İletişim bu kanallar üzerine kuruludur...
Farklı kanallar aracılığı ile iletişime unsur olan onlarca farklı dil...
Her dilde binlerce farklı kelime...
Her kelimede ise kendinde has bir anlam...
Her anlamlının daha detaylı ve kapsamlı anlaşılabilmesi için kendine has bir tanım...
Anlaşılabilir ve farkı fark edilebilir şekilde yaratılmıştır lisanlar...
Aslında kişiler kavramları yüzeysel olarak da öğrenip kullanabilir...
Ama bu kavramların sığ olduğu anlamına gelmez...
Algıyı derinleştiren...
Veri kaydını sağlamlaştıran...
Özellikle de hafızada kayıtlı verilere erişimi hızlandıran ve kolaylaştıran yöntemler vardır...
İşte bu yöntemlerin zirvesi epistemolojik beyandır...
Algılar ve aktarırken epistemolojik ilerlemek...
Peki, ne demektir epistemoloji?
Epistemoloji, kavram bilimi demektir...
Kavramların gerçek manalarını açıklar...
Bu özel bir bilgi teknolojisidir...
Lisan ilminin alt branşı olan özel bir ilim...
Tıpkı diğer ilimlerde olduğu gibi kendine has bazı özellikleri vardır...
İnsanlar genelde benzer yapıda olan şeyleri birbirine karıştırırlar...
Mesela sabır ve tahammül gibi...
Aşk ve sevgi gibi...
Özgürlük ve asilik gibi...
Ya da...
Epistemoloji ve tanım gibi : )
Peki, nedir epistemoloji ve tanım arasındaki fark?
Aslında ikisi de manayı belirginleştirmek için kullanılır ama aralarında bazı farklar vardır...
En önemli farkları ise kelime sayısıdır...
Epistemoloji ilminin ana yasası, bir kavramın maksimum 4 kelime ile izah edilecek olmasıdır...
Yani beşinci kelime eklendiği andan itibaren epistemoloji hükmünü yitirir ve o en iyi ihtimalle tanıma döner...
Örneğin akıl kelimesi...
Tanımı organizmayı zarardan uzaklaştıran ve faydaya yaklaştıran sistemdir...
Epistemoloji ise kazanç sistemi demektir...
Yani epistemoloji kavramları en anlaşılabilir ve maksimum sadelikte sınıflandırdığımız bir ilim türüdür...
İlginçtir ki insan veriyi hafızada derine kaydetmek ve istenildiğinde ona bağlı şekilde kapsamlı tarama yapabilmek için epistemolojilere ihtiyaç duyar...
Yani insan zihni epistemolojik öğrenme ve kaydetme eğiliminde olduğu gibi, buna da çok uygundur...
Epistemolojileri bilgilinin kalan kısmının çağrıştırıcı kodu gibi düşünebilirsiniz...
Tıpkı bilgisayarlardaki klasörleme sistemi gibi...
Epistemoloji için zihinde bir klasör açılır, onunla ilişik bilgiler de alt başlık olarak kaydedilir...
Kişi o kavram ile ilgili bir şey hatırlamak istediğinde eğer epistemolojik veri kaydı var ise...
Doğru çağrıştırıcı ile, renginin ve bedelinin de el verdiği ölçüde o klasörde erişim hakkı kazanır...
Yani epistemolojik öğrenmenin birinci getirisi; derin, kapsamlı ve hızlı erişilebilirliğe sahip veri kaydıdır...
Öğrenmenin ve hatırlamanın kalitesini arttırır...
Bir diğer özelliği ise; kalibrasyonu ve anlaşılabilirliği en yüksek seviyeye yükseltmesidir...
Epistemolojiler zihni rahatlatan farkındalıklar oluşturur...
Bu sebeple epistemolojinin olduğu yerde belirsizlik ya da kafa karışıklığı olmaz...
Anlaşılabilirlik maksimum düzeye yükselir...
Peki, epistemolojinin hikmetleri bundan ibaret midir?
Takipte kalıııın… ;)


Her dilde farklı kelimelerle çıkılan yol. Nihayetinde ise diller farklı ama tanımlar benzer. Tıpkı iki kardeşin bir birine benzemesi gibi. Emeğinize sağlık. Teşekkürler, :)
YanıtlaSilNe kadar zihni açan bir yazı olmuş elinize sağlık
YanıtlaSilbilgilendirici bir yazi tesekkurler
YanıtlaSilEllerinize sağlık. Yazıyı çok begendim. Bilmediğim bir pencereyi açtı. İnsan zihni gerçeği duyunca hemen rahatlıyor. Teşekkür ederiz. Takipteyiz 😃
YanıtlaSil4 kelime kısmı iddialı geldi biraz. Akıl kavramının tanımını epistemolojisinden daha anlaşılır ifade etmişsiniz mesela, ama yazıda epistemolojiyi tanıma göre fazlaca kutsallaştırmışsınız. Bu arada yazı her durumda süper, çok derin ve ağır bilgiler.
YanıtlaSilÇok iyiydi, tekrar tekrar okuyorum..ellerinize sağlık
YanıtlaSilÇok iyi bir blog… her yazısı ayrı bir heyecan… Allah bedellerinizi kabul etsin…
YanıtlaSilİrdelemenize sağlık. :)
YanıtlaSil