Bayram şenlikleri için yaylalara çıkmışlardı birlikte...
Tırmanışın yorgunluğu
ve oksijen değişikliğinin etkilerinden arınmak için oturup birer ayran
söylediler...
Bir yandan
ayranlarını içiyor diğer yandan güreşen pehlivanları izliyorlardı...
“Baksana , ayı kaması gibi adam maşALLAH” dedi
yanındakine...
Ayı kamasının ne
olduğunu bilmez isen anlamsız bir söylem gibi gelebilir kulağa...
Oysa çok anlamlı ve
yerinde bir benzetme yapmıştı...
Nedir bir kamayı kaliteli
yapan özellikler bilir misin ?
Hem ince hem sert hem
sağlam hem keskin olması...
Hele ki yaban
ayılarına karşı kullanılacak ise...
Ayıların derileri
kalın ve sert olur o sebeple savunma anında kullanılan bıçak ince ve çok keskin
olmalı...
Olmalı ki kalın ve
sert deri tabakasını...
Ardından yoğun yağ
dokusunu...
Ve hemen akabinde ki
sıkı kas yapısını yarabilsin...
Ayıların bir diğer
özelliği hızlı hareket edebilmeleri ve savaş anında zıt yönlerde güreş hamleleri
yapmalarıdır...
Buda olası bir mücadele
anında saplanan kamanın dönüşlerde kırılmasına yada yamulmasına sebep
olabilir...
İşte bu yüzden ayı
kamaları sadece ince ve keskin değil aynı zamanda sert ve sağlam olmalı...
Olmalı ki döngüsel
hareketlerde yada kemiğe denk gelmesi durumlarında yamulma ve kırılma olmasın...
Hiç gördün mü bir
bıçağın sertleştirme ve keskinleştirme sürecini ?
Demiri sağlamlaştırmak
için önce içindeki moleküler boşluğu minimize etmen ve sağlamlığı bozucu diğer
bileşenlerden ayrıştırman gerekir...
Demirin içindeki
curuftan ayrışması ve sıkılaşması için dövülmesi...
Dövülebilmesi içinse
tavlanması ve yumuşaması...
Tavlanabilmesi için
ise kor ateşlerde yakılması gerekir...
Demiri saflaştırma ve
sıkılaştırmanın yegane yolu budur...
Onu çok yüksek ısılardaki
ocakların içinde ateşe maruz bırakmak...
Yavaş yavaş yükselen
ısıda farklı acı evrelerinden geçirerek renk değiştirmesini izlemek...
Koyu mordan koyu
kırmızıya...
Koyu kırmızıdan
parlak kızıla...
Kızıldan turuncuya
çalık sarıya...
Dövülecek ısıya ulaştığında
ise hiç vakit kaybetmeden hemen soğuk örsün üstünde , balyozun altında...
Soğuyana dek
defalarca kez dövmek...
Bam ! Bam ! Bam !
Her darbede sıçrayan
kıvılcımlar ve etrafa saçılan curuf...
Sanki demire eziyet
ediliyor gibi...
Her darbede ezilmek...
Ezildikçe
saflaşmak...
Saflaştıkça
sıkılaşmak...
Bam ! Bam ! Bam !
Defalarca kez
dövülmek...
Ta ki ısısını
kaybedip darbeler altında soğuyana dek...
Peki ya sonra ?
Yeniden ocağa !
Kor ateşlerin içinde
yüksek derecede pişirilmeye...
Ta ki yeniden dövülecek
kıvama gelinceye kadar...
Tavını alınca yeniden
örsün üstüne , balyozun altına...
Bam ! Bam ! Bam !
Her darbe ile içindeki
katışık bileşenlerden ayrışan...
Dövüldükçe
sıkılaşan...
Sıkılaştıkça
sağlamlaşan...
Dışardan baksan sanki
şer gibi...
Dışardan baksan sanki
demire eziyet gibi...
Ateşlerde yakılmak...
Soğuk örse yatırılıp
balyozlar altında dövülmek...
Sıçrayan kızgın kıvılcımlar
ve etrafa saçılan curuf...
Sanki demire eziyet
gibi...
Ne için ?
Saf , sert ve sağlam
olması için...
Sapa kadar sağlam bir
ayı kaması halini alabilmesi için...
Defalarca kez farklı
baskılara maruz kalarak...
İstenilen şekle ,
sertliğe ve saflığa ulaşan kat kat dövülmüş metal...
Şimdide esneklik
kazanmalı...
O sebeple son bir kez
ocağa girmeli son bir kez ısıtılmalı...
Rengi sarıdan kızıla
dönerken...
Takribi 800 - 900
derecelerde...
Cosssssssssss !
Suyun içine
daldırılmalı...
Su molekülleri
demirin içine işleyinceye dek suyun içinde boğulmalı...
Az önce ısıtılıp
dövülürken şimdi suda boğulmak...
İlmin yoksa eğer...
Sanki demire eziyet
gibi...
Demir arındı ,
saflaştı , sıkılaştı , istenilen incelikte , istenilen şekli aldı , o
sağlamlığın kırılganlığını yok etmek için bir güzelde sulandı...
Şimdide keskin bir
namluya sahip olmalı...
O sebeple ara vermeden
bir sonraki evreye geçilmeli...
Döner zımparanın
parçalayıcı dişlileriyle burun buruna...
Keskinleşmesi için
sürtünme...
Sürtünmeyle aşınma...
Aşındıkça
keskinleşme...
Kulakları tırmalayan
bir ses bir yanda...
Yanık metal kokusu
bir yanda...
Kıvılcımlar diğer
yanda...
İlmin yoksa eğer...
Sanki çeliğe
eziyet...
Çift yönlü olacak
şekilde açıldı namlu...
Saf , sert , sağlam ,
ince ve çift taraflı keskin...
İşte tam bir ayı
kaması !
Derken pehlivan
rakibini kündeye getirdi de kemiklerin çatırdaması yaylanın sessizliğinde
yankılandı...
Diğeri döndü ve dedi
ki
“Harbiden ayı kaması
gibi adam baksana diğerinin resmen içinden geçti”...
Akıllarda ise o
önemli soru...
Bir erkek ayı kaması
gibi olacak hale nasıl gelir ?
Erkeği saflaştırmanın
, sertleştirmenin , sağlamlaştırmanın , esneklik kazandırmanın , güçlendirmenin
, keskinleştirmenin...
Stratejileri nelerdir
?
Demirin Ayı 🐻 kamasına dönüşümü ile insanın da zorluklar da baskı altından geçerek insan kamasına döndüren bir STR olsa gerek
YanıtlaSilBu blog başka :)
YanıtlaSilBir hammadde, doğru ellerde doğru ilimle bir alete dönüştü…
YanıtlaSilHem aciz insan kendisinden çok daha kuvvetli başka bir yaratılana üstün geldi…
Hem de dönüşümün ilmi ona o konuda her alanda üstünlüğün kapısını açtı…
Bölümleri geçmek için gerekli tüm item ve bilgilerin yazılımına yüklenmiş olduğu bilgisayar oyunları gibi…
Bu dünya hakkaten mükemmel tasarlanmış, bol bulmacalı bi oyun gibi… ☺️
Yüzeyi pürüzlü mat bir renkte olan metalden, neredeyse ayna görevi görecek parlak ışıltılı bir alete varış...
YanıtlaSilZamana, baskıya, doğa koşullarına karşı meşakkatli bir yarış...
Aceleye gelmeyecek şekilde ilmek ilmek, santim santim, karış karış...
En sonunda da amacına hizmet edecek şekilde, halden hale geçiş...
Bir bıçağa seci yazdıran ilim… ☺️Nasıl da dokunduğunu güzelleştiriyor…
SilMaşALLAH…
Ne güzel bir yazı... Kaleminize sağlık
YanıtlaSilHay MaşAllahh. O kadar derin ki. Teslim olmamak mümkün değil. Cevap için ise ayrı bir merak...Beklemekteyim
YanıtlaSilBir erkek için gerçekten bir süreç lazım
YanıtlaSilEvlilik
Ticaret
Kaslanma
Haksızlığa uğrama
Başka insanların ihtiyaçlarını karşılama
Yorgun argınken bile çalışma
ve bunların sürekliliği...
Bir sürü ayrı özellikler
Bunların da kıvamı oluyorsa
Ayı kaması olunuyor... :)
Ne güzel demişsin kardeşim ! Ruhuna zihnine bedenine sağlık olsunnnn amenna !
SilTam bir hedefi farklılaşma, emeğinize sağlık
YanıtlaSilÖğretici bir metafor olmuş 👍
YanıtlaSilDevamını bekliyoruz:)
İnsan öğrenmek istediğinde herşey öğretmen olur.
YanıtlaSilNe güzel bir yazı olmuş
Demirin yüksek ısılardan sonra dövülerek saflaşması , sıkılaşması , istenilen incelikte istenilen şekli alması ayı kaması olması gibi….
YanıtlaSilİnsanıda baskı altındayken sabırla ödediği bedeller ayı kaması gibi yapar…
Zihninize sağlık çok güzel bir yazı…
Ser gibi gorunen vakalari insan donusumu icin kullanabilir
YanıtlaSilİnsana rahat iyi gelmez, ne kadar sorun o kadar sağlam adam olur…
YanıtlaSilVe tüm bunların hepsi bir kıvama tabi. Demiri de kıvamında ısıtıp, kıvamında dövmek gerekir. Çekici kıvamında vurup, suyu kıvamında vermek gerekir. Kıvam bozulursa ne ayı ayılığını bilir ne demirden kama olur😊
YanıtlaSilKaleminize sağlık. Gerçek insanı üstün kılar.
YanıtlaSilayı kamasını duymamıştım ama şimdi de tekrar bir yerde duysam somut bir bıçaktan daha çok şey ifade eder...
YanıtlaSilSaflaşma baskıyla olur, baskı iyi ile daha iyiyi ayırır, tıpkı ayı kamasında olduğu gibi...
YanıtlaSil