Okumak ve dillendirmek birbirinden farklıdır...
İnsan hayatındaki süregelen kaosların büyük çoğunluğu kavram karmaşasından kaynaklanır...
Belirsizlik , kaosun ana besinidir...
Kavramlar arası kalibrasyon yapılmadığında anlam karmaşaları...
Anlam karmaşaları sebebiyle davranışsal hatalar...
Hatalı seçimler sebebiyle sonuçlarda hüsran...
Beklentiler ve sonuçlar arasındaki uyumsuzluk sebebiyle tatminsizlik...
Tatminsizlikte süreklilik sebebiyle gelen ümitsizlik...
Ümitsizlik sebebiyle harekete geçmeye yönelik şevk kaybı...
Şevk kaybından kaynaklı durağanlık...
Durağanlık sebebiyle bozulmalar meydana gelir...
İşte bu siyahtaki bir zincirleme reaksiyondur...
Yani başı kalibrasyonsuzluk , sonu bozulma olan...
Bir sürü ara durağı ama bir ana sebebi olan...
Her biri bir diğerini tetikleyen...
Tekrarlayıcı...
Tıpkı bir zincir gibi halka halka birbirine bağlı hareketler silsilesinin...
Süreci adım adım , dününe göre daha kötü yapması...
Bu döngüyü kırmanın yolu ise , ilk tetikleyici halkayı kırmaktır...
Reaksiyonel süreçlerde silsileyi durdurmak için ara duraklara değil...
Doğrudan sorunun köküne yani ana sebebe müdahale edilmelidir...
Ara sebepler ile ana sebepler birbirinden farklıdır...
Biri sürecin varlık sebebi iken...
Diğerleri büyüme ve sürüklenme sebebidir...
O yüzden zincirleme reaksiyonlarda müdahale ana sebebe yapılmalıdır...
Ki sürecin oluşumu tümüyle engellensin...
Ve sorun yok edilsin...
...
İnsanlar okumak ile dillendirmeyi aynı zannederler...
Oysa bu ikisi de birbirinden farklıdır...
Dillendirmek , bir şeyi seslendirmek anlamına gelir...
Yani mevcutta olan bir metni aktarım yolu ile işitsel kanal üzerinden duyurmak...
İster kısık , ister yüksek sesle...
Dillendirme , metnin işitsel olarak aktarıma geçmesi ile ilgilidir...
Dillendirme irdelemeyi kapsamaz...
Dillendirme idrağı kapsamaz...
Dillendirmede anlamlandırma şart değildir...
Yani insan her dillendirdiğini anlıyor demek değildir...
Tıpkı sözlerinin ne anlam ifade ettiğini bilmediğin...
Fakat ritmini sevmen sebebiyle sözlerini ezberlediğin yabancı bir parçayı söylemek gibi...
Seslendirme kurallarına maksimum uyumla...
Tizde tiz...
Basta bas...
Eslerde es...
Devamlarda devam şeklinde...
Kulağa çok hoş gelen...
Fakat...
Anlamını hiç bilmediğin...
Bazen anlamını bilenlerden bile daha iyi dillendirdiğin...
Ama hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığın bir parça gibi...
Okumak ise bundan farklıdır...
Sesin kötü...
Müzikal aktarımında hatalar olabilir...
Hatta o metni dillendirmen kulağa komik yada çirkin gelebilir...
Okumadaki öncelikli bileşen dillendirmek değildir...
Okumanın ana bileşeni kavramaktır...
Yani o metnin içeriğini tüm yönleriyle anlamlandırmak...
Ne anlatıldığını...
Kimin anlattığını...
Kime anlatıldığını...
Anlatım sebebinin ne olduğunu...
Hangi tarzda anlatıldığını...
Aktarıcının o tarzı tercih etme sebebini...
Ve bunun gibi daha bir çok soruya cevap bulmaktır okumak...
Okumak dediğin şey süreçte belirsizlik bırakmayacak şekilde onu soru yağmuruna tutmaktır...
Seslendirme ile ilgili değil...
Kalibrasyon ile ilgilidir...
Öncelik müzikal güzelliği değil...
Mana belirsizliğini ortadan kaldırmaktır...
Elbette doğruyu güzel yapmak kıymetlidir...
Okumanın kulağa hoş gelmesi de önem taşır...
Ama karar alma stratejilerinde ki kronolojik üstünlük pragmatizme verilmiştir...
Yani faydası olmayan güzelin anlamsızlaştığı bir alemde...
Önce kazanç sonra estetik hesap edilmelidir...
Okumak ile dillendirmek birbirinden farklıdır...
Okumak yüksek kalibrasyon...
Yüksek kalibrasyon ise irdeleme mesaisi gerektirir...
O sebeple oku...
Hemde yaratan Rabbinin adı ile...
Neden mi ?
Orası bölüm ikide : )
Alak 1
Yaratan Rabbinin adıyla oku.
اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذ۪ي خَلَقَۚ
Ikra’bismi rabbikellezi halak.
yine üzerinde saatlerce düşünülesi bir makale...sakin kafayla irdelemeli (:
YanıtlaSilOkudum
YanıtlaSilBelliki gerçekten okumamışsın böyle bir yazıya böyle bir yorum atmandan belli :) bir gün bir âlim demişti ki "anormal ilimleri anlamaya bedeli yetmeyenlerin duraklarından biridir onunla alay etmek ve hafife almak " ...
SilOku anla bilmve hareket et.çok güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilBozulmanın sürecini basit ama etkili bir akışta vermiş, yazanın kalemine sağlık.
YanıtlaSilHerşeyini başı, keşke ilk söylenenler ilk söylendiğinde anlaşılabilseydi.
YanıtlaSilİlk emir
YanıtlaSilYüreğinize sağlık
Rabbinin adıyla oku hangi Rab cömert olan Rabbinin adıyla ilimde algılatmada aktarmada cömert olan... insan yeter ki okusun ALLAH ın hazinesi bitmiyor. ..
YanıtlaSilElinize sağlık..
YanıtlaSilOku yaradan Allah’ın adıyla oku…
YanıtlaSilRabbinin verdiği nimetleri, kendini, dünyayı…
Okumak kavramı altı doldurulması gereken, gerçeği sahtesi ayrıştırılması gereken bir kavram. Çünkü günümüzde içerikten bağımsız bir şekilde algılanıyor. Oku da ne okursan oku gibi. İdrak olmayan hiçbir süreç okuma olamıyor ve içeriksel olarak fayda vermeyen hiçbir bilgi de okuduğumda fayda vermiyor.
YanıtlaSilOkudum:)
YanıtlaSilHakkıyla okuyabilenlerden olmak duasıyla. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilYaratan Rabninin adıyla oku
YanıtlaSilİlk emir. Ne büyük değer.
YanıtlaSilKök analizi, ana sebebi bulmak...
YanıtlaSilKalem’den dökülen kelam, sanki içimde susturduğum sesi dile getirdi.
YanıtlaSilYorgun ruhuma dokundu, kelimelerle değil, anlamıyla konuştu.
İnsanın bazen sadece bir cümleye ihtiyacı varmış meğer; yeniden hissetmek, yeniden inanmak için.
Okumak ...
Samimi yorumunuz gözlerimi doldurdu :') Dilerim Rabbim size ve tüm dileyenlere ilimli imanla cennet müjdeleri versin
Sil