Bölüm 1
İnsanlar neden birileri hakkında kötü zanda bulunurlar ?
Kişiler hangi durumlarda karşısındaki hakkında kötü düşünme eğiliminde olur ?
Dahada önemlisi...
Hiç düşündün mü...
Kötü zan aslında tam olarak nedir ?
Şeytanın insanı bozmadaki en büyük kozlarından birisi...
Kötü zan !
Gerçek şu ki , kötü zan aşağılık davranışlar listesindedir...
Ne demektir “aşağılık davranış” ?
Kaynağı bizzat nefis ve şeytan ortaklığı olan...
Kişiye farkına vardırmadan onu aşağı çeken...
Yarınını dününden daha kötü yapan...
Beyazda yol alışı durduran...
Sürekliliği halinde dümeni siyaha döndüren...
Yani yapanın şahsını tüm yönleriyle aşağılaştıran...
Kişiye başkalarını aşağılıyorum illüzyonuna sokup, aslında yaptıkça sadece ve sadece kendini aşağılayan davranışlar...
Peki nedir kötü zannın sebepleri ?
İnsan neden kötü zanda bulunur ?
Hakkında sayısızı iyi delil gördüğü kişilerle ilgili...
Zihin neden tam ters yönde ispat arayışına geçer ?
İnsanlar , engellenemez bir sosyalleşme açlığına sahiptirler...
Beğenilmek , kabul görmek , ilişki kurmak isterler...
Kimisi çok , kimisi az...
Ama istisnasız hepsi , beğendikleri birilerine yakınlaşmak ister...
Kimlere mi ?
Elbette iyilerle...
Güzellikleri , faydaları ve iyilikte farklılıkları olanlarla...
İlmi olmayana gariptir ama...
İnsan, en çokta kendilerine fazla gelenlerle bağ kurmak ister...
Kişi kendinden daha üst ligdekileri algıladığında onlara yakınlaşmak ister...
Çünkü akıl içten içe gerçeği bilir...
Kim yakınlaşması kârlı ?
kim yakınlaşması zararlı ?
Kimden uzaklaşması kârlı ?
Kimden uzaklaşması zararlı ?
Akıl...
Yani kazanç sistemi...
Kalıtımsal özelliği ise , tüm konularda ve sürekli daha iyi seçeneğe karşı açlık hissetmesi...
Hal böyle olunca...
İnsanların hem sosyalleşme dürtüsü...
Hemde , hep daha iyisine olan açlığı bir araya geldi..
Ve kader...
Kişileri seçim yapmaları gereken özel yol ayrımlarına getirdi...
Sürekli devam eden sosyalleşme isteği...
Ve kişinin sosyalleşme isteğini kendinden daha iyi olanlarla gidermek istemesi...
İnsanı bazı özel problemlerin muhatabı kıldı...
Nasıl mı ?
Kişi beğendiklerine yakınlaşmak istediğinde...
Kişi beğendikleri de onu beğensin istediğinde...
Fakat...
Bu arzulara rağmen karşıdan istediğini alamadığında...
Yani benim beğendiğim beni beğenmediğinde...
Benim yakınlaşmak istediğim bana yakın olmayı tercih etmediğinde...
3 şıklı özel bir soruyu cevaplamak zorunda bırakılırım...
Aslında kendi yanlışlarım ve çirkinliklerim sebebiyle...
Yakınlaşmak , hoş görülmek , beğenilmek istediğim kişi tarafından istenilmez isem...
Çekiciliğimdeki somut ve soyut yetersizliğimden dolayı...
Karşıdan arzuladığım yakınlığı göremez isem...
Bu durum beni cevaplamam gereken bir sorunun karşısında bırakır...
İşte bu özel bir problem türüdür...
Şimdi önümde 3 seçenek var...
Ya ona yakınlaşmak istiyorsam , onun rahatsız olduğu iticiliklerinden ayrılıp onun beğeneceği albeniler edineceğim...
Ve birlikte yükseleceğiz...
Ya durumu kabullenip yoluma devam edeceğim...
Ve kendi ligimin insanları ile yaşayacağım...
Yada egomu rahatlatmak için o kişi ile ilgili kötü zanlar da bulunacağım...
Onun aslında benden daha iyi olmadığına kendimi inandıracağım...
Ve farkına varamadan kişisel dönüşümümde frene basmış olacağım...
Ne yazık ki...
İnsanların büyük çoğunluğu, kendisinden daha iyi olanlardan arzuladıklarını alamayınca...
Elbette 3 seçenekten kötü olanını tercih ettiler...
Asra yemin olsun ki , insanların çoğu hüsrandadır...
Oysa...
Kişiler yetersiz oldukları konularda kendilerini geliştirebilirdi...
Çirkin oldukları yerlerde hatalarından ayrışabilirdi...
Kişiler bağ kurmak istediği kişileri tahrik edecek şekilde albenilerini arttırabilir ve yeniden deneyebilirdi...
Ego sahibi istediği şeylerin bedelini ödeyebilir...
İsteyenden , hak edene yükselebilirdi...
Yada en azından durumu kabullenip kendine denk kişilerle bağ kurmaya devam edebilirdi...
Had bilip , had ötesinin bedelini ödemek istemiyor ise , kendi hak ediş sınırları içinde hayatını sürdürebilirdi...
Fakat insanların çoğu zalimdir...
Hep hak etmediklerini ister...
İstediğinin bedeline değil , sonuçlarına talip olurlar...
Ne yazık ki insanlığın çoğunluğu...
Kendinden daha iyisini algıladığında...
Hele birde ondan istediği ilgiyi göremediğinde...
Çıkışı vicdanını rahatlatacak şekilde kötü zanlarda bulunmakta...
İftira etmekte...
Dedikodu yapmakta...
Açık aramakta buldu...
Daha iyinin varlığını kabul edip modellemek yerine...
Onun aslında gizli kötü olduğu fikrine inanmak nefse daha çekici geldi...
Kendi durumumu kabullenip gelişime konsantre olmak varken...
Yukarıdakini aşağıya çekmek daha pratik bir çözüm gibi gözüktü...
Doğrusu insan oğlu sadece kendine zulmeder de dahaca farkında değildir...
Şimdi...
Her şey bir kenara...
Asıl tiksindirici olanı neydi bilmek ister misin ?
Her zan aslında kendi içinde bir duadır...
Kötü zanda bulunanlar içten içe de karşıdaki kişinin kötü olmasını isteyenlerdir...
Hangi konuda zanda bulunuyorlar ise , o gerçekliği öyle görmek isteyenlerdir...
Aslında her zan , bir “bence”...
Her bence , bir “ben öyle olsun istiyorum”...
Her ben öyle olsun istiyorum , bir “istek”...
Her istek ise bir “duadır”...
Doğrusu gerçekliği çok ucuz çıkarlar için sattılar...
Neden mi ?
Çünkü gerçeği kabul etmektense onun kötü çıkması nefse daha uygundu...
Aslında kişi sadece gördüğü sayısız gerçeği reddetmedi...
Aynı zamanda başka bir insanında kötü olmasını arzuladı..
Bu sadece bir zan yanılgı öyküsü değil...
Aslında şeytanlıkta çıraklıktı...
İnsanlığın kötülüğünü isteyen şeytan değil midir ?
Bilinçsiz şeytanlığa giden bir diğer yol budur...
Kötü zan !
Şeytanın insanlığa karşı en etkili bir diğer silahı...
Oysa durumu kabullenmek başta zor olsa da...
Sonrası hep kolaylaşan ve beyazlaştırandı...
Ama yine de insanların çoğu kötü zannı tercih etti...
Asra yemin olsun !
İnsanların çoğu hüsrandadır...
Peki ya hüsnü Zan...
Nedir ?
Kalbe ve zihne nasıl yayılır ?
Varlığının faydaları , yokluğunun zararları nelerdir ?
Belki bölüm ikide ;)

Ağır bir yazıydı, teşekkürler.
YanıtlaSilKaleminize sağlık okunması ve üzerine düşünülmesi gereken bir yazı
YanıtlaSilÜzerine yine düşünülmesi gereken bir yazı, ellerinize sağlık
YanıtlaSilKarşıdaki kişide var bir hal... Bazen hamle yapıp yakınlaş... Bazen de yakınlaşma olduğun yerde kal... Her akla geldiğinde değil, fayda görüp vereceksen kapıyı çal... Bazen tutunduğun ağacın gövdesi olur, bazen de meyve gibi bir dal...
YanıtlaSilYüreğinize sağlık, kaleminiz her daim olsun faal...
Ve kader...
YanıtlaSilKişileri seçim yapmaları gereken özel yol ayrımlarına getirdi...
Kaleminize sağlık
teşekkürler... güzel stratejiler
YanıtlaSilNe güzel bi konuya değinmişsiniz…
YanıtlaSilZan üzerine üzerine düşünülmesi gereken detaylarla dolu bir yazı
YanıtlaSilBen kulumun zanni gibiyim…
YanıtlaSil"Ya hayır konuş ya da sus..."
YanıtlaSilHayatın içerisinde sürekli bir durum artması veya azalması olmadığı gibi... Sürekli olarak ve bütünüyle haklı veya haksız olması da mümkün değil... Hal böyleyken bir insanın miktarı değişken olmakla birlikte hatalarının yanı sıra, miktarı değişken olmakla birlikte doğruları da vardır... O halde bir insanın gıyabında düşünce protokolü gerçekleştirirken neden bunlar doğruları ön plana çıkartacak şekilde olmasın ki... Bu durum hem düşünene hem de gıyabında düşünülen / konuşulana da daha iyi gelecekse... Zan da bulunurken Hüsnü Zan da bulunmak... Bir insan gibi gözüken ama bir çok insana hatta topluluğa yol aldıran davranış...
Teşekkürler
YanıtlaSilKişi hep zanneder bazen güzel bazen çirkin. Özünde ne varsa kişinin dışına da o sızar. İnsan içini güzelleştirdikçe zanları da güzelleşmeye başlar, zannı kötü olanın ise aslında içidir kötü olan…
YanıtlaSilKabullenmesi, sindirmesi zor konular... Rabbim zamla hareket etmekten sakınma becerisi versin...
YanıtlaSil