BATIK GEMİ MALİYETİ

 

Psikiyatrist Dr. Alper, yeni hastasının dosyasını eline aldı. Notlara kısaca göz gezdirdi.

Bugün Elif’le ilk görüşmesini yapacaktı.

Elif, intihar düşünceleri nedeniyle kliniğe yatırılmış genç bir kadındı.

Dr. Alper, sessizce onu süzdü, ardından yumuşak bir ses tonuyla sordu:

“Seni bu düşüncelere iten en önemli sebep nedir?”

Elif’in gözleri donuk, sesi kısık ama kararlıydı:

“Kocam… Tabii ki kocam,” dedi ve derin bir nefes alarak anlatmaya başladı.

 


Elif, Murat’la tanıştığında daha yirmili yaşlarının başındaydı.

Onu ilk gördüğü anda kalbine dokunan bir sıcaklık hissetmişti. O güven, o huzur duygusu…

Yıllar geçtikçe bu his kök saldı, dallanıp budaklandı. Murat, onun için sadece bir sevgili değildi. Bundan daha ileriydi. Hayat yolculuğunda elini bırakmayacağı yol arkadaşıydı.

 

Elif, kalbini, zamanını, hayallerini bu ilişkiye adadı. Üniversite yıllarında harçlıklarından arttırıp ona küçük sürprizler hazırladı.

İş hayatına atıldığında ilk maaşıyla geleceğe dair hayaller kurdu. Sonunda evlendiler.

Elif’in işi ve maaşı iyiydi. Düğün, ev ve tüm masrafları kendi başına halletmişti. Eşinden tek bir şey istememişti.

Evliliklerinin ilk zamanlarında ufak tefek tartışmalar oluyordu. Her seferinde “önemli olan sevgimiz” diyerek affetti. Her hayal kırıklığını “belki değişir” diyerek susturdu.

Yıllar geçtikçe Murat’ın ilgisi azaldı. Sözleri daha sert, sessizlikleri daha ağır oldu.

Elif, çoğu gece ağlarken uykuya dalıyordu. Sabahları ise gözaltındaki morluklarını kapatmaya çalışıyordu.

 Yine de inanıyordu. “Eğer Murat’ı daha çok mutlu edersem, her şey düzelecek.”

 

Bir gün Murat işten ayrıldı. Elif, hiç tereddüt etmeden yüklü bir kredi çekti. Tek isteği eşinin yeniden mutlu olması, eskisi gibi ona bakmasıydı.

Murat yeni bir iş kurdu. Artık daha sık geç gelmeye, bazen sarhoş dönmeye başlamıştı. “Müşterileri eğlendirmek zorundayım. Bunları isteyerek yapmıyorum,” diyordu.

Elif ise her seferinde inanmayı seçti.

Oysa iki yıl önce bir arkadaşı, Murat’ı başka bir kadınla gördüğünü söylemişti. Elif buna asla inanmadı.

 “Zaten kıskanç biriydi, hep aramızı bozmak istemişti.” diye düşündü. “Murat asla bana ihanet etmezdi.”

Dr. Alper, Elif’i dinlerken içinden geçirdi: “Her şey gözünün önündeyken nasıl görmezden gelmiş?”

 

En sonunda gerçek, bütün ağırlığıyla ortaya çıkmıştı. Şiddetli bir kavga sırasında Murat, başka bir kadını sevdiğini söyledi. Onunla yeni bir ev kurduğunu, hatta bir çocukları olduğunu itiraf etmişti.

Bu itiraf Elif’in dünyasını yıkmış, ardından intihara sürüklemişti.

Dr. Alper, merakla sordu:

“Neden eşinizden ayrılmak yerine intiharı düşündünüz?”

Elif’in gözleri doldu, sesi titredi:

“Onca yılımı verdim… Onca emek, fedakârlık… Bu kadar yatırım yaptıktan sonra nasıl bırakırım? 

Eğer gidersem, bütün çabam boşa gitmez mi?”

Bu düşünce, boynuna geçirilmiş ağır bir zincir gibiydi. Ayrılmak yerine ölmek, ona daha kolay gelmişti.

Şimdi fark ediyordu. Ölüm de her şeyi boşa çıkaracaktı. Ne yaşadığı yıllar, ne verdiği emek kalacaktı geriye.

Artık ölmek istemiyordu, ama ne yapacağını da bilmiyordu.

Dr. Alper, onunla göz göze geldi. Elif’in kurtuluşu, eşinden ayrılıp kendi hayatını yeniden inşa etmesindeydi.

Elif maalesef gerçeğe o kadar uzaktı ki. Ayrılmak yerine ölümü seçebilecek bir noktaya gelmişti.

“Batık maliyet yanılgısı,” diye düşündü doktor.

İnsan bazen bir şeye çok fazla zaman, emek, para ya da duygu yatırımı yapar. Mantıklı olmadığı hâlde bu durumu sürdürmeye devam eder. 

Çünkü hep şu düşünce ağır basar:

“Bu kadar yatırım yaptım, bırakamam.”

Elif’in zincirlerini kırması kolay olmayacaktı. Yılların yükünü bir anda bırakmak imkânsızdı. 

Dr. Alper biliyordu; her yolculuk ilk adımla başlar…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

6 yorum:

  1. İnsan ilişkisinde ölçüyü bozduğunda fark etmeden karşısındaki insanı kendine zalim ediyor.

    YanıtlaSil
  2. herkesin hayatında böyle durumlar oluyor ve insan direk kolayı seçiyor malesef. Halbuki kolay olan en tehlikeli olandı...

    YanıtlaSil
  3. Hayat yaptığımız hataların bedelini bizden alır. Yani gemimiz batar. Batan geminin ardından hayıflanmak, krizlere girmek ya da gemiyi çıkaracağım diye kedini batırmak doğru değil. Doğru olan "bu gemi niye battı" sorusunu sorup, olaydan ders çıkarıp geleceği planlamaktır.

    YanıtlaSil
  4. Bir batış aslında yeni bir çıkış

    YanıtlaSil
  5. İnsan vererek bozuyor çoğu zaman ilişkisini...

    YanıtlaSil
  6. İnsanların çoğu batan gemisini görmezden geliyor sonra gemi batınca da şaşırıyor çok ilginç bir durum.

    YanıtlaSil