Ne de güzel demişler;
insanı tanımak için ya alış veriş etmeli, ya da yola gitmeli.
Alış verişte menfaatler
çatışır. Çoğu insan sadece kendi faydasını düşünür ve karşı tarafınkini
görmezden gelir.
İnsan kendi çıkarının
olduğu yerde rengini belli eder.
Yolculukta da zorluklarla boğuşur insan.
O zorluklar da, dayanma
gücünü, marifetini ve sadakatini
gösterir.
İnsan hayatta sadece bir
nesneyi satın alarak alış veriş yapmaz. Bir tercihte bulunmak, bir karar
vermek, bir şeyi kabul veya reddetmek de bir nevi alış veriştir.
Bu şeyin önemi, etkisi,
sonucu ne kadar büyükse, insanın o kararı alırken ortaya koyduğu tercih de o
kadar önemli ve büyütür.
O tercih, insanın
testidir. Tüm alışverişlerde insan
teste tabi tutulur aslında. Kalitesi, karakteri, kişiliği bu testlerde ortaya
çıkar.
Kalite ve dayanıklılığını
ortaya çıkarmak veya ispat etmek için bir ürün veya malzemenin test edilmesi
gibi. Test sürecinde ürün, zorlu koşullara tabi tutulur. Normal koşullarda
olmayacak, ama çok zayıf ihtimal bile olsa gerçekleşecek şeylerle test edilir.
Mesela bir araba güvenlik
testi yapılırken en kötü çarpışma, takla atma vb. şekillerde test edilir.
Bu testlere göre arabaya
değer verilir. Bu test sonuçlarına göre arabanın problemleri ortaya çıkar.
Ya da bir elektronik
cihaz. Standart kullanıcı hatalarının çok daha ötesinde, anormal şartlarda test
edilir.
Mesela; kapasitesini
zorlayacak kadar elektrik verilir ya da azaltılır. Milyonda bir kullanıcın
yapabileceği baskı uygulanır ve cihaz defalarca üst üste açılır, kapatılır, tüm
tuşlarına ayın anda basılır.
Tüm bu zorlu testler o
ürün veya malzemenin kalitesini ortaya çıkarır. Yani malzemenin kalitesi normal
koşullarda verdiği tepki ilde değil, anormal, zor koşullarda verdiği tepki ile
belli olur.
İşte insanın kalitesi de,
rengi de zor koşullarda, sarp yokuşlarda belli olur.
Şartlar elverişli iken,
yollar düz, hava güzelken herkes çok şirin, çok şekerdir.
Normal hayatın akışı
devam ederken, kolay kolay rengini belli etmez insan.
Fakat şartlar
ağırlaştığında, çıkarlar çatıştığında, hatlar karıştığında, yollar ayrışmak
zorunda kaldığında; insan gerçek tercihlerini yapar ve gerçek kişiliğine göre
kararlarını verir.
Adil olduğu iddia edilen
birinin; başkasına ait olan şeyi elinden
aldığımız zaman ya hak etmediği ama çok istediğini vermediğimiz zaman belli
olur hak anlayışı.
Menfaati söz konusu
olduğunda, adaletli olabiliyor mu, oraya bakılır.
Hakkı olmayanı almaya
gücü yetiyorken, şatlar uygunken, kimsenin itiraz edecek hali yokken…
Ona sahip olmayı çok da
istiyorken el uzatmamak. Nefsi “al al” derken elinin tersiyle itmek, geri
çekilmek ve uzaklaşmak… Sakınmak...
Bu koşullarda bu
tepkileri verebiliyor mu ona bakılır.
Sabırlı olduğu iddia
edilen birinin sabrı, sabır kabı taşmaya zorlandığında belli olur.
Karşı taraf hiç
beklenmedik bir anda hiç beklenmedik bir davranışta bulunduğunda, kendini
olayın dışına çıkarıp, gerçek bir gözle bakabiliyor mu, ona bakılır.
Sonuç değil, süreçten
razı mı ve sürecin acısı bile sonucun hazzı kadar onu mutlu edebiliyor mu, ona
bakılır.
Yani koşullar
zorlaştığında ve insan bir karar vermek zorunda kaldığında belli eder kendini.
Yoksa hayatın normal
akışı içinde “kim kimdir?” tanımak çok kolay değil.
Tabii bir de; hayat
normal koşullarda devam edip giderken,
kendini sarp yokuşlarda test eden insanlar vardır.
Kendi test laboratuvarını
kendi oluşturan, kendi kalite standartlarını kendi belirleyen insanlar… İmaj
üzerine imaj, kalite üzerine kalite… Ortada dış baskı yokken kendilerine öz
baskı vererek çıtayı yükseltmeye çalışanlar. Hava güzelken de, fırtınaya
dayanıklılıklarını artıranlar. Onlara hava dışarıda bozsa da, içeride hep
güzel, içerisi hep şeker tadında...
Baskı anında insanın tercih ettiği...
YanıtlaSilBir ilim sahibi ısının ayrıştırma ve birleştirme gücünden söz etmişti. Yeterli miktarda ısıya maruz kaldığında benzer olanların birleştiği, farklı olanların ayrıştığı gözlemlenebilir.
Zor koşullara gerek kalmaksızın, kendini bilenlere Sarp yokuşa girenlere selam ile ...
Elinize sağlık...
her insanın bir pik noktası var. Kimininki çok aşağılarda. Kimi çok yukarıda. En yukarıda olan ise bize önder ve örnek gönderilendir. kaleminize sağlık arkadaş
YanıtlaSilİyi kötüyken de iyi
YanıtlaSilO yokuşu çıktığında insan zorlanır elbette ama asıl kazanç da oradadır.
YanıtlaSilO baskı geldiğinde insanın rengi belli olsa da aslında o baskı gelene kadar insanın yönü bellidir. Baskı geldiğinde insan, daha önce yavaş yavaş gittiği yöne, bu sefer koşarak gitmeye başlar.
YanıtlaSilİnsanı gösteren etiketler değil, zor zamanlardaki duruşudur.
YanıtlaSil