BENİ BÖYLE SEV, SEVECEKSEN!

 

“Beni böyle sev, seveceksen” dedi. Aysun nişanlısı Mahmut’a. En sevdiği şarkıydı. Gençliğe adım attığı yıllardan beri dinlerdi. Her seferinde sözleri yazana hak verirdi. “Ben buyum işte, beni böyle kabul etmeyen kendisi bilir” derdi. Varlıklı bir ailenin tek çocuğuydu. Bir dediği iki edilmemişti. Çevresinde çok fazla insan olduğu için ilgiye doymuştu.

Mahmut ile tanışana kadar her şey çok güzel gidiyordu. Kimse Aysun’u kırmıyor, ne isterse yapılıyordu. Mahmut ise öyle değildi. Hem istediği her şeyi yaptıramıyor, hem de eleştirilerine maruz kalıyordu. Öyle şeyler söylüyordu ki, Aysun şaşırıp kalıyordu. 25 yaşına gelmişti ve hiç fark etmediği şeyler duyuyordu. Bir keresinde Mahmut ile tartışmışlardı. Bazen de insan haksız olur. Bence bir kez daha düşün demiş ve kavga etmeden gitmişti. Aysun’un ilk defa başına böyle şeyler geliyordu. Şimdiye kadar güzelliği ve ailesinin gücü sayesinde hiç haksız çıkmamıştı. Kendinde bulunan tüm özellikleri eşsiz olarak düşünüp bu yaşına kadar gelmişti. Bunu kabul etmeyen kimse çevresinde tutunamıyordu. Onlara ihtiyacı da yoktu zaten. Ben buyum işte diyor ve şarkısını dinlemeye devam ediyordu. Mahmut’un söyledikleri ise çok etkiliyordu onu. Aman neyse deyip şarkısını dinlemeye çalışıyor ama düşünmeden edemiyordu.



Düşünürken Mahmut ile hiç kavga edemediğini fark etti. Ne zaman bir tartışma ortamı olsa, o sakince bir kaç cümle kurup susuyordu. Ne kadar etkilendiğini gece yastığa başını koyduğunda anlıyordu. Bu çocukta bir şey var dedi içinden. Acaba söyledikleri doğru olabilir mi diye düşünmeye başlamıştı. Hiç hoşuna gitmemişti bu iş. Bunca yıl rahat rahat yaşamıştı. Çevresindekiler sürekli onu onaylıyor, gayet memnun görünüyorlardı. Ara sıra bazıları biraz bozulsa da, herhalde başka bir şeye canı sıkıldı, diye geçiştiriyordu. Kendisinden kaynaklanma ihtimalini yok saymıştı. İlk defa, sorun bende olabilir mi? Diye sordu. Çok ürpermişti, yorganı üzerine çekti. Hafiften bir titreme geldi önce, sonra ise bir rahatlama. Bu hal üzere uykuya dalıp, gitti.

Ertesi sabah bambaşka bir güne uyanmıştı. Dün gece yaşananlar sabaha kadar zihninde dönmüştü. Çok uzun zamandır böyle hissetmemişti. Kafasının içinde uzun süredir çalışmayan bir fabrika varmışta, şimdi üretime başlamış gibi hissediyordu. Erkenden kalkmış evde duramamıştı. Kendisini dışarı atmıştı. Normalde bu saatlerde uyuyor olurdu. İlk defa sabahın o pembeliğini görmenin huzuruyla yürüyordu. Düşünceleri ilkokul çağlarına kadar gidip geliyordu. Tüm ilişkilerini, verdiği tepkileri gözden geçirmeye başlamıştı. Sabahın en güzel saatinde, aldığı ozon tedavisi etkisiyle olanlara inanamıyordu. Zihni son gaz çalışıyor, düşündükçe düşünesi geliyordu. Her seferinde arka fonda beni böyle sev çalıyordu. İlk defa şarkının sözlerinden rahatsız oldu. Zorunda mı? Diye sordu. Geçmişte çevresinde kim varsa öyle yapmıştı oysa. Düşününce neredeyse hepsinin zorunda olduğunu fark etti. Annesi babası bakıcısı, babasının fabrikasında çalışan bir kaç kişinin çocukları olan arkadaşları… Bunlar sevmek zorunda kalmışlardı. Derin bir sessizlik oldu. Boşluğa bakıyordu artık gözleri. Ne kadar yürüdüğünü fark etmemişti. Eve taksiyle dönmek zorunda kaldı. Ilık duşun altında o boşluğa bakma hissi devam ediyordu. Yatağa bıraktı kendisini, çok yorulmuştu. Bunca yılın ağırlığı adeta üzerine çökmüştü. Kolunu kıpırdatacak hali kalmamıştı. Sonunda anlamıştı, kimse beni böyle sevmek zorunda kalmamalıydı. Mahmut haklıydı, onca yıldır çevreme ne kadar da yük olmuşum dedi kızgınca. Biri görse korkardı halinden, sanki birini azarlıyor gibiydi. Bu sefer karşısında ayna vardı. İlk defa yüzleşmişti gerçekle. Sevilecek yönleri vardı elbette. Değiştirmesi gereken de bir o kadar şey vardı. Sevinçle gözleri parladı ve dedi ki “Dönüşüm başlasın!”

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

5 yorum:

  1. İnsan nefsini karşısına aldığında işler değişmeye başlıyor.

    YanıtlaSil
  2. Tebrikler 👏👏

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel ve faydalı bir yazı olmuş elinize sağlık

    YanıtlaSil
  4. "Ben buyum" "Ben değişmem, böyle kabul edeceksin" "Ben kendimi bildim bileli böyleyim" şeklindeki cümle kuranların karşına bir gün bir Mahmut çıkar ve der ki "sen kimsin:) "

    YanıtlaSil